Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Antalya Diplomasi Forumu'nun kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Fidan, ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bakan Fidan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

"Antalya Diplomasi Forumu’nda 50 oturum düzenledik. Toplamda 155 ülkeden 6 bini aşkın konuğu ağırladık. Bunlar arasında 21 devlet ve hükümet başkanı, 5 devlet ve hükümet başkan yardımcısı, 2 meclis başkanı, 2 özerk yönetim lideri, 64 bakan, 61 uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcisi ayrıca çok sayıda düşünce kuruluşu temsilcisi, diplomatlar, bilim adamları ve iş adamları formumuza iştirak etmişlerdir.

Karadeniz’den Orta Doğu’ya Afrika’dan Balkanlar’a krizlerin odağında yer alan pek çok aktörü aynı çatı altında buluşturmuş olduk. Çatışma çözümünde kolektif akıl ve diyaloğun önemini bir kez daha oturumlarımızla hatırlattık. Forumumuz içerik bakımından da çok zengindi. Eğitimin dönüştürücü gücünden bilim ve yapay zekanın diplomasiye yansımalarına, enerji güvenliğinden dijital rekabete kadar yalnızca devletlerin değil insanlığın ortak ufkuna hitap eden konuları masaya yatırdık.

Geleneksel güç merkezlerinin dışında kalan ülkelerin küresel yönetişimde hak ettikleri yeri almaları gereğini her fırsatta bu tür platformlarda vurguluyoruz. Forumda yalnızca jeopolitik dengeleri değil insanların temel değerlerini de merkeze aldık. Irkçılıkla mücadele, kadınların güçlendirilmesi ve zorla yerinden edilenler gibi konularda ortak değerler etrafında nasıl kenetlenebileceğimizi ve müşterek sorumluluklarımızı ele aldık. Forum süresince gerçekleştirilen kültürel etkinlikler ve yan programlarda diplomasinin çok katmanlı doğasına da farklı bir boyut kazandırdı.

Forum marjında yoğun bir diplomasi trafiği de yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanımız pek çok liderle bir araya geldi. Ben de çok sayıda dışişleri muhatabımla temaslarda bulundum. Türkiye, Hırvatistan, Bosna – Hersek üçlü toplantısını burada gerçekleştirdik. İslim İş Birliği Teşkilatı Arap Ligi Temas Grubu Toplantısına da genişletilmiş formatta ev sahipliği yaptık.

Orta Doğu’da iki devletli çözüm vizyonunu ve Filistin halkına süregelen zulme karşı vicdani ve siyasi sorumluluklarımızı bir kez daha vurguladık. Bölgedeki acıların dinmesi için diplomasiye inanıyoruz. Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması Toplantısını da bugün gerçekleştireceğiz. Katılımcılar da forum marjında dünyanın farklı bölgelerinden muhataplarıyla görüşme imkanı buldu. Bu da forumumuzun bir araya getirme gücünü bir kere daha gösterdi.

Tüm bu oturumlar bize gösterdi ki ayrışmanın karşısında duracak yegane güç anlamlı, diplomatik diyalogtur. Türkiye olarak küresel düzeyde yaşanan kutuplaşma karşısında bölgesel sahiplenmeyi ve iş birliğini temel alan diplomasi anlayışını savunmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede Filistin’de akan kanın durması için gayretlerimize son hızla devam edeceğiz. İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında Filistinlilerin sesi olmaya kararlıyız. Suriye’nin güvenliği ve istikrarına yönelik tehditlere karşı mücadeleyi sürdüreceğiz.

Ukrayna’da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisine yönelik tüm yapıcı çabaların içerisinde yer almaya devam edeceğiz. Ayrılmaz bir parçası olduğumuz Avrupa Güvenlik Mimarisi’nin yeniden şekillenmesinde aktif rol oynamayı sürdüreceğiz. Türkiye olarak dış politikamızı dar coğrafi sınırlar içerisinde tanımlamıyor, iş birliğimizi çeşitlendiriyor, dostluk köprülerimizi çoğaltıyoruz."

Bakan Fidan, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Fidan’ın yanıtlarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Sayın Trump ve Cumhurbaşkanımızın görüşmesinin yeri ve zamanı için çalışmalar devam ediyor.

Cumhurbaşkanımızın Suriye’ye ziyaret niyeti vardır bunun uygun koşulları için çalışıyoruz. Gerçekleşeceği zaman mutlaka paylaşılacaktır.

Suriye’de çatışmasızlıkla ilgili teknik çalışmalarımız devam edecek.

Ukrayna ve Rusya arasındaki problemi çözmek için Türkiye olarak her iki tarafla da olan ilişkimizi barışa katkı için kullanmak istiyoruz. Taraflar Türkiye’de bir araya gelmek isterlerse kapımız tabii ki açık, yeter ki barış olsun.

Bütün görüşmelerimizde açıkçası İsrail’in soykırımına değişik derecelerde itirazlar var. Kimisi açıktan söyleyebiliyor kimisi kapalı kapılar ardında söyleyebiliyor. Temel sorun şu dünyanın neredeyse tamamının hem fikir olduğu bir konu ama durdurulamıyor. Muhatap olduğumuz bütün arkadaşlar savaş dışında bir etki kullanacak tek ülkenin ABD olduğu konusunda hemfikiriz. Bu soykırım ABD desteğiyle mümkün olmuştur. Sayın Trump bir ateşkese vesile olmuştur. Beklentimiz kalıcı barış için de adımların atılması. Çünkü ABD’nin desteği kesilmeden İsrail durmayacaktır. Bu nedenle bu savaşın risklerinin daha fazla anlatılması gerekiyor.

Suriye’nin istikrarı için ABD ile yapılan müzakereler olumlu gidiyor."