TBMM Başkanı Kurtulmuş’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Her sene 23 Nisan’da, 23 Nisan’ı bir büyük coşkuyla kutlarken aslında o günlerden alacağımız dersleri de önümüze koymak, bu dersleri de milletimizin bekası için önemli birtakım kazanımlar olarak gözden geçirmek mecburiyetindeyiz.

Müsaadenizle hepimizin bildiği ama bize kurucu Meclis’in, Milli Mücadele’nin o kahramanların bıraktığı mirasın üzerinden birkaç tane önemli ve artık milletimizin vazgeçilmez bir milli kimliği haline gelmiş hususu zikretmek isterim.

Her şeyden evvel şimdi konuşuyoruz tarihi tahlil ediyoruz, şimdi kolay ama o günün şartları içerisinde bırakın topu tüfeği olmamayı, kazması, küreği dahi olmayan bir millet ‘Ya Allah’ diyerek yeniden ayağa kalkmış, asla özgürlüğünden, asla hürriyetinden vazgeçmeyeceğini bütün dünyaya ilan etmişti.

Kolay değildir, ülkenin her tarafında yoklukların, kıtlıkların, savaşın verdiği mağlubiyetin ortaya koyduğu o zor şartlar, aslında esaretin şartlarından daha ağır şartlardı. Ona rağmen boyun eğmeyen, eyvallah demeyen, yeryüzünde Allah’tan başka hiçbir kimsenin karşısında eğilmeyeceğini ilan etmiş olan bu millet, ‘Ya Allah’ diyerek ayağa kalmış ve özgürlüğüne kavuşmuştu. İşte bu Meclis, o özgülük meşalesinin en kuvvetli yakıldığı bir ordugah, onun siyasi kararlarının alındığı en önemli bir merkezdi.

Hiç şüphesiz 105 yıl önce bir araya gelen insanların, birinci umdesi hürriyet, özgürlük ise ikinci umdesiyse bağımsızlık ve milli egemenlikti. Yani milletten başka bir egemenin olmadığını, milletten başka söz ve karar sahibi olmadığını bilerek harekete başladılar, yollarını açtılar.

Millet eğer paramparça olursa, herkesin istikameti farklı tarafa doğru yönelirse o milletin böylesine büyük bir mücadeleyi, böylesine kutlu bir savaşı, böylesine önemli bir istiklal mücadelesini vermesi mümkün olmazdı.

Bu ve benzeri temel umdeler etrafında bir araya gelerek insanlık tarihinin en zor kurtuluş mücadelelerinden birisini veren başta Birinci Meclisi’mizin Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı, İstiklal Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı minnetle, şükranla yad ediyoruz.

Onların mirasına sahip çıkmak, onların gösterdiği bu istikamette yürümek, çağın gereklerini de yerine getirerek Türkiye’yi daha ileriye, daha güçlü bir şekilde ileriye taşımak da bu salonda bulunan ve bulunmayan hepimizin ortak vazifesidir.

Dünkü temel hedef, bağımsızlığı kazanmak, güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmaktı. Dünkü temel hedef, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaktı. Bugün hedefimiz, artık ikinci asrına girdiğimiz Cumhuriyet’teki hedefimiz, yenilenmeli, güncellenmeli, daha ileriye taşınmalıdır.”